Yenilenebilir enerji, “cool” bir oyuncak mı? Demokrasinin iz düşümü mü?

,
1

Günümüzün fazlasıyla siyasileşen sosyal hayatı içerisinde demokrasi kavramının kelime anlamını düşünmeyi bir kenara bırakın, ifade ettiği değeri bile çoğumuzun ıskaladığını düşünüyorum.

Kısa bir hatırlama yapmak gerekirse, Demokrasi Eski Yunancadaki ‘demos’ (halk) ve ‘kratos’ (otorite) sözcüklerinin birleşiminden oluşmakta ve sözlük tanımı itibarıyla halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelmektedir. Pratik anlamıyla haklın yöneticileri seçme bağımsızılığının yanı sıra, aynı zamanda yurttaşların tamamının yasalar ve devlet önünde hiç bir ayrım gözetmeksizin eşitliği anlamına da gelmektedir.

İşte tam da bu noktada, rüzgar enerjisi yada güneş enerjisinin adeta demokrasinin enerji alanındaki koşulsuz bir iz düşümü gibi Bangladeşli bir tekstil işçisi için de, İngiliz Kraliyet ailesi için de nasıl sonsuz ve eşit fırsatlar sunduğunu görebiliyor musunuz? Yer yüzündeki tüm bireyler, hepimiz, hem rüzgar enerjisi hem de güneş enerjisine erişim olanağımız dünyanın diğer tarafındaki bir başka bireyden çok da farklı değil.

Yenilenebilir enerjinin Bangladeşli bir tekstil işçisi için de, İngiliz Kraliyet ailesi için de nasıl sonsuz ve eşit fırsatlar sunduğunu görebiliyor musunuz?

Büyük resim içerisinde yenilenebilir enerjinin durduğu noktayı tespit etmek için öncelikle kavramı iyi anlamış olmamız gerekir. Alışılageldiği üzere yenilenebilir enerjiyi algılayabilmek için genellikle fosil kaynaklarla kıyaslayarak, yer yüzü var olduğu sürece bizimle birlikte olacak sınırsız bir enerji kaynağı olarak tanımlarız, enerji dönüşümü sonrasında sıfır emisyon yaratması, maliyetlerinin her geçen gün düşmesi gibi teknik kavramlar etrafında dolaşırken işin özünü ıskalıyor olabilir miyiz?

Örneğin, tipik bir fosil enerji kaynağı olan kömür, yer yüzünün sadece %5 ‘ine konumlanmış durumdayken insanoğlu işte böylesine limitli erişimi olan bir kaynak için yıllardır bir birini katletmiyor mu? Öte yandan, yenilenebilir enerji dediğimiz bu muazzam kaynak, hemen şu anda dahi içinde bulunduğumuz binanın penceresini açtığınızda, kapısına çıktığınıza erişebileceğiniz kadar hayata nüfuz etmiş durumda değil mi? Kaynağa erişilebilirlik açısından baktığınızda güneş ve rüzgar enerjisi kadar adil ve demokratik başka bir enerji türü söyleyebilir misiniz? Bence hayır, en azından bugünün teknolojisi ile kesinlikle hayır.

O halde her seviyede alınacak kararların ve oluşturulacak politikaların merkezine yenilenebilir enerji odaklı faliyetleri almalıyız, aksi eksik kalmış, tamamlanmamış bir icranın ötesine geçmeyecektir.

Sevgiyle,
Dr.Eng. İskender Kökey

  1. Photo by Vincent M.A. Janssen on Pexels.com ↩︎

Yorum bırakın

Merhaba !

Merhaba Ben İskender Kökey, kişisel bloğuma hoş geldiniz. Bu web sitesinde tamamen kişisel meraklarım doğrultusunda ürettiğim içerikleri bulacaksınız. Hakkımda daha fazla bilgi almak için sizi HAKKINDA sayfasında davet edebilirim. Eğer bu blog sayfasının amacı ve içerikleri hakkında bilgi almak isterseniz sizi yayınlanan ilk yazı olan Merhaba Dünya! sayfasına yönlendirebilirim.